Uzun Süreli Hafıza Nedir?
Uzun süreli hafıza ya da Uzun dönemli bellek, iki depolama hafıza modeli teorisinin bir parçası olarak, öğeler arasındaki ilişkilerin depolandığı bellektir. Teoriye göre uzun süreli bellek, kısa süreli bellekten farklı faydalara sahiptir. Bu da kısa süreli belleğin 20 ila 30 saniye içerisindeki bilgileri çağırmasından farklı olarak, depolanmış bilgileri uzun sürelerde tekrar, tekrar çağırabilmesidir. Bu iki bellek arasında bir fark görünmüyor gibi olsa da, her ikisi bilgiyi farklı yer ve alanlarda depolamaları bağlamında modelleri farklıdır.
Öğrendiğiniz bilgileri uzun yıllar hafızanızda nasıl tutabilirsiniz? Kulağa oldukça zor gelen bu durum, aslında uzun süreli hafıza sayesinde mümkün hale gelebilir.
Bilgi, tecrübe ve duyguların hafızanızda kalıcı hale gelmesi için uzun süreli hafızanızın gelişmiş olması gerekir. Ancak, beyin kapasitesi aktif bir şekilde kullanılmadığında hafıza da giderek zayıflayabilir. Çünkü, hafızanın güçlenmesi beyininizi birtakım yöntemlerle daha etkin bir şekilde kullanmanıza bağlıdır.
Uzun Süreli Hafızayı Güçlendirme Yöntemleri
Günlük hayatta, okulda veya işte öğrendiğiniz bilgiler ilk olarak kısa süreli hafızanızda depolanır. Bu bilgileri unutulmamak için uzun süreli hafızanıza da kaydetmeniz gerekir. Fakat, bunu başarmak için zihinsel ve fiziksel açıdan atmanız gereken bazı önemli adımlar vardır. Bu makalede uzun süreli hafızayı geliştirmenin yolları hakkında pratik ipuçları bulabilirsiniz:
1. Dikkat Dağıtıcılardan Uzak Durun
Öğrenme esnasında tüm dikkatinizi öğrendiğiniz konuya verirseniz, onu daha sonra hatırlama olasılığınız artar. Ancak, günlük hayattaki pek çok dikkat dağıtıcı unsur öğrenmeyi ve hatırlamayı zorlaştırır. En önemli dikkat dağıtıcılar arasında telefon, sosyal medya ve televizyon yer alır.
Çalıştığınız konuya yetenince odaklanabilmek için dikkat dağıtıcılardan uzak durmalısınız. Bu nedenle, mümkünse televizyon olmayan bir odada çalışmalı ve telefondaki bildirimleri kapatmalısınız. Böylece, edindiğiniz bilgilerin kısa süreli hafızanızdan uzun süreli hafızanıza taşınması kolaylaşır.
2. Bilgileri Hafızanızda Kümeler Halinde Tutmaya Çalışın
Bilgiler hafızanızda kümeler veya kategoriler halinde saklanır. Bu nedenle birbirine benzeyen nesne veya olayları birlikte gruplayarak ve küçük parçalar halinde ayrı ayrı ezberlemeye çalışmalısınız. Çalışma materyallerinizi bu şekilde kategorilere ayırarak yeniden düzenleyebilirsiniz. Kategori ya da kümeler şeklinde öğrendiğiniz bilgilerin hafızanızda uzun süre kalma olasılığı daha yüksektir.
İçeriğe ara verip STRES YÖNETİMİ: BASİT YÖNTEMLERLE STRESİ YÖNETMEK MÜMKÜN yazımıza göz atabilirsiniz.
3. Yeni ve Önceki Bilgiler Arasında Bağlantılar Oluşturun
Yeni öğrendiğiniz bilgilerle önceki bilgileriniz arasında bağlantılar oluşturmak uzun süreli hafızanın güçlenmesi açısından oldukça faydalıdır. Örneğin, yeni edindiğiniz bilgileri önceden bildiğiniz bir şarkı, mekan, fotoğraf veya kafiyeli bir şiirle ilişkilendirebilirsiniz. Birden fazla bilgiyi kısaltma veya akrostiş yaparak öğrenmeyi de de deneyebilirsiniz. Bu şekilde oluşturduğunuz çağrışım sayısı arttıkça yeni bilgilerin hafızanızda kalma olasılığı da artar.
4. Öğrenme Sürecine Duygularınızı Dahil Edin
İnsan beyni, olayları o anki ses, koku, tat veya duyguları içerecek şekilde kaydeder. Bu nedenle yeni bilgiler öğrenirken mümkün olan tüm duygularınızı öğrenme sürecine dahil etmelisiniz. Bunu başarmak için herhangi bir konuya çalışırken olayları gözünüzde canlandırabilirsiniz. Böylece, olay ile ilgili ses, görüntü veya duyguları daha iyi hatırlayabilirsiniz.
5. Belirli Aralıklarla Öğrendiklerinizi Tekrar Edin
Öğrendiklerinizi tekrar etmek çoğu zaman sıkıcı olduğu düşünülen bir aktivitedir. Ancak yeni bilgilerin uzun süreli hafızada kalıcı olması için zaman zaman tekrarlanması gerekir. Yeni öğrendiğiniz bilgileri unutmamak için bir saat sonra ve bir gün sonra tekrar etmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca, gece uyumadan önce tekrarlanan bilgiler de uzun süre hafızaya kaydedilebilir.
6. Kendinizi Test Edin
Yeni bir bilgi öğrendikten sonra kendinizi test ederek beyninizdeki bağlantıları güçlendirmelisiniz. Bu nedenle çalışmanız bittikten sonra konuları hızlıca gözden geçirmeli ve kendi kendinizi test etmelisiniz. Ayrıca, cevaplarınızın doğruluğunu kontrol etmek için konuya tekrar göz gezdirmeyi ihmal etmemelisiniz. Kendinizi test etme yöntemi, konuyu yüzeysel bir şekilde tekrar etmenize ve uzun süre hatırlamanıza yardımcı olur.
7. Kalp ve Beyin Dostu Gıdalar Tüketin
Uzun süreli hafızanın güçlenmesi için zihinsel aktivitelerin yanı sıra bazı fiziksel aktivitelere de önem vermelisiniz. Kalp beyne giden kanın pompalanmasından sorumludur. Bu nedenle dolaşım sisteminizin sağlıklı olması beyninizin de daha iyi çalışmasına katkı sağlar.
Kalp sağlığınızı korumak için bol miktarda taze sebze ve meyve tüketmeye özen göstermelisiniz. Özellikle yaban mersini, çilek ve yeşil yapraklı sebzeler yaşlandıkça beyninizin zinde kalmasına yardımcı olur.
Kalp ve beyin sağlığınız için doymuş yağlar yerine, doymamış yağ oranı yüksek zeytinyağı veya kanola yağı tüketmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca, balıklarda bol miktarlarda bulunan omega-3 yağ asitleri, semizotu, bal, ceviz ve fındık gibi yiyecekleri de daha fazla tüketerek hafızanızı güçlendirebilirsiniz.
8. Düzenli Egzersiz Yapın
Egzersiz yapmak kalp atış hızınızın artmasına yardımcı olur. Bu sayede beyne giden kan miktarı artar. Ayrıca, beyinde hücrelerin onarılmasını sağlayan kimyasal maddeler aktif hale gelir. Böylece, öğrendiğiniz bilgileri uzun süre hatırlama ihtimaliniz artar. Egzersiz, aynı zamanda Alzheimer ve demans gibi ciddi unutkanlık problemlerinin önlenmesine yardımcı olur.
Son olarak uzun süreli hafızayı geliştirmek için stres seviyenizi mümkün olduğu kadar azaltmanız ve yeterince uyumanız gerekir. Ayrıca, beyin egzersizleri yaparak hafızanızı güçlendirmeye çalışmak da oldukça faydalı bir yöntemdir.
Yasal Uyarı !
www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.
Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.